Kerem Akça: Türkiye’nin Oscar aday adayı “Ayla”, Kore Savaşı’nda yaşanan gerçek bir hikayenin sinemaya acıklı ve Hollywood usulü aktarılışını duyuruyor. İsmail Hacıoğlu başta oyuncuların tamamına yakını iyi performanslar sergilerlerken ülkemiz için ‘büyük prodüksiyon’ hedefi de yönetmen Can Ulkay’ın becerisiyle büyük oranda sınıfı geçiyor. Devamını Oku
Atilla Dorsay: Sonuç olarak, Ayla’nın iyi bir film olma konumunu aşıp, içine düştüğü (ya da beceriksizce düşürüldüğü) bu yalnızlık döneminde, Türkiye’ye çok şey kazandırabilecek bir film olduğunu düşünüyorum. Devamını Oku
Burak Göral: Hikayenin tansiyonunu yükseltmek amacıyla yapılan kimi müdahalelerse zorlama duruyor açıkçası. Oysa çok iyi başarılmış sahneler var filmde. Özellikle de reklam estetiğiyle birleşen kimi sahnelerde yönetmen kendi imzasını atmayı başarmış. Devamını Oku
Mehmet Açar: ‘Ayla’ bu haliyle tümüyle duygulara seslenen, seyircinin gözlerini yaşartacak Türk usulü bir film. En çok oyuncu yönetimini, diyalogları ve oyuncuları beğendim. En etkili yanıysa, hikâyenin kendisi. Özellikle finaldeki o birkaç saniyelik gerçek kavuşma anı çok çarpıcı… Devamını Oku
Olkan Özyurt: Türkiye’nin Oscar adayı Ayla, unutulan Kore Savaşı’nı bir ‘baba-kız’ hikayesi üzerinden hatırlatıyor. Gücünü ve etkileyiciliğini gerçek hikayeden alan film, Türkiye standartlarına göre iyi bir ana akım sinema örneği. Devamını Oku
Uğur Vardan: Daha çok duygulara seslenen ‘Ayla’, sinematografik yanından ziyade, seyircinin gözyaşlarını teslim alan atmosferiyle dikkat çekiyor. Devamını Oku
Şenay Aydemir: Nihayetinde yönetmen Can Ulkay seyirci dostu bir filme imza atıyor ve amaç buysa sınıfı geçiyor. Ancak filmin Hollywoodvari olma iddiasının gerçeklikten çok uzak olduğunu, bu amaçla çıkılan yolun nihayetinde Yeşilçam’da bittiğini belirtelim. Devamını Oku
Murat Erşahin: Savaşın zorlu koşullarında temiz kalmış olan insan, karşılıksız sevgi, baba-kız sevgisi, vicdan, dayanışma, sorumluluk, fedakarlık, cesaret, arkadaşlık, dostluk gibi son derece önemli kavram ve duyguları perdeden yeniden hatırlattığı için naif ve olumlu bir film ‘Ayla’. Temiz çekilmiş, emek harcanmış, eli yüzü düzgün, ana akım bir sinema örneği. Devamını Oku
Murat Tolga Şen: Yönetmen koltuğunda oturan Can Ulkay, hikâyeyi elinden kaçırmayarak ilk denemesinde tatminkâr bir sonuca yol açıyor. Yiğit Güralp’ın senaryosu da oldukça katmanlı ve keskin dönüşlere sahip. Devamını Oku
Batu Anadolu: Ayla, çok daha iyi noktalara gelebilecek kapasiteye sahip olmasına rağmen kendini frenleyen bir “proje” olarak derinlik kazanamıyor. Devamını Oku
Haktan Kaan İçel: Sonuç olarak Ayla içeriğinde Türk insanı için nostaljik tatlar barındıran, seyircisini bolca ağlatacak iyi bir vizyon ”proje” filmi olarak özetlenebilir. Devamını Oku
Buğra M. Alkayalar: Ayla, senaryonun sonlara doğru bozulan gidişatı, aşırıya kaçan fon müziği kullanımı, göze batan sponsor reklamı ve yer yer sırıtan diyalogları gibi olumsuz yönlere sahip olsa da kaliteli çekimleri, başarılı oyunculuk performansları, renk kullanımı, sırıtmayan görsel efektleri ve hikayesi ile bizleri etkilemeyi başaran bir yapım oluyor. Devamını Oku
Ertan Tunç: Ayla (2017), birçok eksiğine/kusuruna rağmen yetkin bir Türk melodramı olmuş. Ben beğendim, seyircinin de beğeneceğini düşünüyorum. Ne olursa olsun, iyi ki böyle bir hikâye filme alınmış, tabii, daha iyilerinin çekildiği bir Türk Sineması hayaliyle, emeği geçen herkesin eline sağlık. Devamını Oku